DNA, Deoksiribo Nükleik Asit’in kısaltılmış hali. Televizyonlarda veya internette sık sık duyduğumuz bu molekülün ne işe yaradığını ve nasıl bir şey olduğunu merak ediyor musunuz? Cevabınız evet ise bir hikaye ile konuya başlayalım!
Fındıktan Dinozor Çıkar mı?



Belki de buradan bir dinozor geçmiş ve yumurtasını buraya bırakmıştı veya bir kuş dinozorun yuvasından bu yumurtayı çalmış ardından buraya düşürmüştür.




Yine de üzülmedi Bünyamin çünkü birden fazla dinozor yumurtası vardı şimdi hemde fındık büyüklüğünde!
Bünyamin’in yaptıklarını gülümseyerek okudunuz öyle değil mi? Sizde biliyorsunuz ki fındıktan hiçbir zaman dinozor çıkmayacaktır. Bazılarının Nasrettin Hoca gibi “Ya çıkarsa” demesi de hiçbirşeyi değiştirmez. Çünkü her canlının sahip olduğu özellikler farklıdır. Bir kısmı uçma yeteneğine sahip iken bazıları çok hızlı koşabilmektedir veya bazıları heybetli bir görünüme sahip canlılar olmasına karşın bazıları çok sevimli olmaktadır. O halde canlıları bu kadar farklı kılan şey ne olabilir?
DNA’nın Yapısı
DNA canlının kalıtsal bilgilerinin kodlanarak saklandığı moleküldür. Deoksiribo Nükleik Asit kelimelerinin ilk harflerinden türetilen DNA, tüm canlıların yapısında bulunur. Canlının haritası da diyebileceğimiz bu molekülde oraganizmanın aklınıza gelebilecek bütün bilgileri saklanmaktadır. Mesela; göz rengi, kafanızın konumu, kalbinizin görevi, şekli veya yapısı gibi sayısız özellik DNA’da kodlanarak yer alır.
Bu konuyu daha iyi anlamak için aşağıdaki şekli inceleyelim.

Proje nasıl ki binanın bir taslağıdır aynen bunun gibi DNA’da o canlının bir projesi, bir taslağı gibidir. Yani söz konusu canlının tüm bilgileri burada yer almaktadır. Ayrıca yukarıdaki projeden yola çıkarak uçak yapmamız nasıl mümkün değilse aynen bunun gibi başka canlının DNA’sını alarak farklı bir canlı oluşturmamız da mümkün değildir.
DNA, çift sarmal yapıya sahip bir moleküldür. Yapısında Adenin (A), Timin (T), Guanin (G) ve Sitozin (C) olarak isimlendirilen dört adet organik baz bulunur. Bu bazlar sıralandığında her zaman Adenin bazı ile Timin bazı; Guanin bazı ile Sitozin bazı eşleşir.

Adenin bazına karşılık Timin;
Guanin bazına karşılık Sitozin gelir
Bu bazlar fosfat ve şeker ile bir araya gelerek nükletidleri meydana getirirler. Nükletidler içerdikleri bazlara göre isimlendiriler. Adenin bazının oluşturduğu nükletide “Adenin Nükleotid“, guanin içeren ise “Guanin Nükleotid” denir.
Nükleotidler ise yapılarındaki fosfat (P) ile birbirilerine bağlanarak sarmal yapıyı meydana getirirler.

Bu sarmal yapı birçok gen bölgelerinden oluşur. Karakterlerimizden sorumlu olan bu genlerden binlercesi DNA üzerinde bulunur.
DNA’nın Kendini Eşlemesi
Canlılar tek hücreden meydana geldikten sonra hücreleri zamanla çoğalmaya başlar. Aynı zamanda canlılarda ölen yada zarar gören hücrelerin yenilenmesi için de hücreler çoğalırlar.
Bu çoğalma sırasında DNA kendi kopyasını oluşturarak her bir hücrede aynı kalıtsal bilgi olacak şekilde yeni hücreye gönderilir.
Tıpkı duvarın onarılması için nasıl benzer tuğlalara ihtiyaç duyulursa, o şekilde vucumuzun büyümesi ve yenilenmesi için aynı kalıtsal özelliğe sahip hücrelerin varlığını ihtiyacımız vardır.

DNA Kendini Nasıl Eşler?
- DNA zincirleri bir fermuarın açılması gibi açılır
- Boşta kalan nükleotitlerden Adenin nükleotidin karşısına Timin, Guanin nükleotidin karşısına Sitozin gelecek şekilde sitoplazmadan uygun nükleotitler getirilir
- Eşlemeler tamamlanınca aynı kalıtsal bilgiye sahip iki DNA meydana gelir.

Özetle
- Canlılara ait kalıtsal özellikler DNA molekülünde saklanır.
- DNA, dört farklı baz içerir. Bunlar Adenin (A), Timin (T), Guanin (G) ve Sitozin (S) bazlarıdır.
- DNA zincirlerinde Adenin ile Timin; Guanin ile Sitozin karşılıklı bulunurlar.
- DNA’nın en küçük yapı birimi nükleotid’tir. Nükleotid, Fosfat (P), Şeker (D) ve organik bazlardan (A, T, G, C) meydana gelir
- Vucudumuzdaki hücre sayısı arttıkça DNA kendini kopyalayarak her bir hücrede aynı kalıtsal özelliklerin olmasını sağlar
- DNA zincirleri öncelikle açılır ve sitoplazmadan uygun nükleotitler getirilerek DNA’nın bir kopyası oluşturulur.