logo

Giriş

Bismillah.

İnsanoğlu dünyaya gönderildiği ilk zamanlardan itibaren çevresini keşfetmeye devam etmektedir. Hayatını devam ettirebilmek için sayılamayacak kadar çok şeye ihtiyaç duyar.

Bunlardan bazılarına;

  • Barınma
  • Yeme – içme
  • Hastalanınca iyileşme
  • Savunma örnek verilebilir.

Çevresiyle etkileşimde bir çok farklı yöntem kullandığı gibi çoğu zaman deneme yanılma yoluyla araştırmalarına devam eder. 

Bu etkileşim, onların yiyecek bulma ve barınma ihtiyaçlarını karşılama amacı taşıyor olsa da tek amaç bu değildir! 

Simyanın Doğuşu

İnsanlar tarih boyunca ölümsüz olmanın veya dokunduğu her maddeyi altına çevirmenin bir yolunu aramışlardır.

Araştırmalar zaman içinde Simya adında bir uğraşın doğmasına yol açtı. Simya, bilimsel bir araştırmaya dayanmadan sadece deneme yanılma yoluyla araştırma yapan bir uğraştır.

Bu iş ile uğraşan kişilere Simyacı denilir.

Simyacılar, modern kimya bilimine birçok bilgi ve keşif taşıdılar. Örneğin damıtma işlemlerinde kullanılan imbikler, şimdi bilinen bileşiklerin bir kısmı, asitler simyadan bize aktarılanlar arasında sayılabilir [1].

Bu bilgi aktarımları, günümüzün modern kimya biliminin temelini oluşturmuştur. Simyacıların çalışmaları, kimyanın gelişmesine katkıda bulunmuş ve onun gelişmesini sağlamıştır.

İnsanlık, simyacıların öncü araştırmalarından edinilen bu bilgilerle kimya alanında büyük adımlar atmış ve birçok bilimsel ilerlemeye imza atmıştır.

Bazı Ünlü Simyacılar

a. Cabir bin Hayyan

İslam ile şereflendikten sonra Arap ve diğer Müslüman bilim insanları bilime çok şey kazandırmışlardır.

Cabir bin Hayyan bunlardan yalnızca biridir. Kimyanın babası veya modern kimyanın kurucusu olarak bilinen Hayyan, ortaya attığı çalışma yöntemi ve tasarladığı aletler hayret vericidir kurduğu laboratuvarda asitler üzerine çalışmalar yaparak kezzap, nitrik asit, kral suyu gibi önemli bileşikleri bizlere kazandırmıştır. Kurduğu laboratuvarda kendi icadı olan imbikler ile damıtma işlemlerini yaparak esans ve gül suyu gibi kokuları elde etmiştir. 

Hatta bir kitabında “Bu habbeciğin (atom) bir şekilde parçalanması Allah göstermesin Bağdat gibi bir şehri yok edebilir.” diyerek atomun parçalanabileceğini ilk defa O söylemiştir.

Cabir bin Hayyan dışında Mecriti, Hâlid bin Yezid, İmam Ca‘fer-i Sâdık, Zunnûn-i Mısrî, Raâzî, İbni Sînâ gibi islam alimleri günümüzde bile kullanılan deneysel yöntemleri kullanmıştır [2].

Bu etki o kadar büyüktür ki şimdi kullandığımız kelime olan Kimya (İngilizce chemistry) kelimesinin kökeni de Arapça’dır [3].

b. Ebubekir er-Razi

Hem doğuda hem de batıda modern kimyanın kurucusu olarak kabul edilen Ebubekir er-Razi simyanın hurafelerinden uzak durarak tecrübeye önem vermiştir. 

Kitabu’s-Sırru’l-Esrar isimli kitabı günümüze kadar ulaşmıştır. Almanca’ya tercüme edilen bu eser, yıllarca Avrupa’da başvuru kitabı olarak kullanılmıştır [4].

c. Demokritos

Milattan önceki dönemin etkin düşünürlerindendir. Düşünceleri ile materyalizmin kurucuları arasında bilinir.

"Maddenin özü (atomos) yaratılmamıştır ve yok olmayacaktır ayrıca bu öz ile her madde üretilebilir" fikrini savunarak maddenin sonsuzluğunu öne sürmüştür.

d. Aristo

Aristo, elementleri dörde ayırır. Bunlar ateş, su, toprak ve havadır. Ayrıca bu dört elementin sahip olduğu özellikleri ıslak, kuru, sıcak ve soğuk olarak belirtmiştir.

Örneğin; ateş sıcak ve kuru olma özelliklerine, su soğuk ve ıslak olma özelliklerine sahiptir. Sıcak ve soğuk zıt özellikler olduğu için aynı madde de bir arada bulunamaz.

Aristo’nun elementler diyagramı. Buna göre örneğin toprak soğuk ve kuru iken, ateş sıcak ve kurudur.

e. Empedokles

Sokrates öncesi düşünürlerden biri olan Empedokles, kendinden önce su, hava, ateş olarak belirlenen temel özlere toprak ögesini de eklemiştir.

Buna göre maddelerin oluşmasında etkili olan dört temel öge (su, hava, toprak ve ateş), nefret ve sevgi ile birbirlerine bağlanıp ayrılırlar.

f. Robert Boyle

Modern kimya bilim insanlarının ilklerinden kabul edilir. Elementi, maddenin parçalanmayan en küçük yapı taşı şeklinde tanımlamıştır.

"Boyle yasası" olarak bilinen gaz basıncını açıklayan bir yasayı bulmuştur.

g. Antoine Lavoisier

Lavoisier yasası veya kütlenin korunumu yasasını bulmuştur. Bu yasaya göre kapalı bir kapta nasıl bir reaksiyon meydana gelirse gelsin girenlerin kütlesi ürünlerin toplam kütlesine her zaman eşit olmalıdır.

Antoine Lavoisier, Fransız ihtilalinden sonra ihtilalciler tarafından "Halk düşmanı" suçlamasıyla idam edilmiştir.

Simyadan kimyaya değişimin uzun yolculuğu halen devam etmektedir. Eskiden özelliklerini tam olarak bilmedikleri maddeleri gelişi güzel karıştırarak Rum Ateşini yapan insan şimdi bilimsel basamakları takip ederek titizlikle bunu yapmaktadır.

Kaynakça

[1]: KOCABAŞ, Şakir . “İslâm ve bilim”. Divan: Disiplinlerarası Çalışmalar Dergisi / 1 (Aralık 1996): 67-83.

[2]: UÇAR, Şahin . “MÜSLÜMANLAR’IN İSTANBUL’U FETHETMEK İÇİN YAPTlKLARI İLK ÜÇ MUHASARA”. Selçuk Üniversitesi Selçuklu Araştırmaları Dergisi / 1 (Haziran 1986): 65-83.

[3]:  Wikipedia, "Etymology_of_chemistry". Erişim tarihi: 01.07.2019

[4]: Karaman, Hüseyin . “Bir Biyografi Denemesi: Ebû Bekir er-Râzî”. Hitit Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dergisi 3 / 6 (Aralık 2005): 101-128.

Alıştırmalar


İçindekiler
Okuma modu için tıkla